“Ben, Filistinli çocuğum. Yoksul, aç. Bir dilim ekmeğe, bir dilim suya muhtaç.
Ben, Filistinli çocuğum; Açsa güzel çicekler, görmez gözüm. Bana silah uzanır gül ve çiçek yerine, Burda gül değil gülleler vardır.
Ben, Filistinli çocuğum. Unuttum oynamayıi unuttum oyuncakları. Bir tek oyun var bildiğim; Sapan ile savaşmak! Silahtan başka oyuncak da göremedim zaten.
Ben, Filistinli çocuğum. Doğduğumda kendimi savaş içinde buldum. Gözümden yaş değil kan gelir. Ben dövüşürüm zulmün tahtına karşı. Oyun nedir tatmadım ben, Benim oyunum savaşmak. Hem oyunda vurulursan ebe olunur, Ben oynarken şehit olurum.
Ben, Filistinli çocuk. Ne zaman duyulacak feryadım? Ne zaman duyulacak ahım? Ne zaman???”
“Ne zamanı yok artık, Düşünecek vakit de! Sen okula başladığında ben savaşta olacağım. Kitap defter göremeden, Kuş nedir, çiçek nedir, sevgi nedir bilemeden.
Ben, Filistinli çocuk. Söyleyin nedir benim günahım? Ne zaman duyulacak feryadım? Ne zaman duyulacak ahım? Ne zaman!!! Vatanında garip esir gülmeyi unutmuş, Gözünden boncuk boncuk yaş değil kan gelen. Çocuklar da olduğunu bilmenizi isterim, Ey yeryüzü çocukları! İnsanlık ölmesin dİyenler; Kardeşsek eğer, gelin de beraber gülelim Beraber oynayalım Beraber yaşayalım!”