2001 yılı, satranç tarihinin belki de en gizemli olaylarından birine tanık
oldu. Bir zamanlar
Karpov gibi büyük bir ustayı mağlup eden ve 1993 Dünya Kupası maçında Kasparov’a karşı unutulmaz bir oyun oynayan
Nigel Short, 2001 yılında, internetin yeni yeni kullanılmasıyla birlikte
İnternet Satranç Kulübü’ne (ICC) ara
ara girer ve satranç oynar.
Yine bir keresinde canlı olarak satranç oynamak için bu kulübün websitesine
girdiğinde, kullanıcılar arasında güçlü bir rakip aradığını yazan gizemli bir
oyuncu dikkatini çeker ve hemen onunla oynamak ister. Gizemli rakip, Short’tan o
an kullandığı kullanıcı adından çıkış yapmasını ve “anonim bir konuk kullanıcı”
olarak yeniden girmesini ister. Bilindiği gibi bu durumda internet üzerinden
oyunu izleyebilen kimse oyunu kimin oynadığını bilemeyecek ve aynı zamanda oyunu
kaydedemeyecektir.
Nigel Short (1976)
Nigel Short rakibinin talebini yerine getirdikten sonra hararetli oyun
başlar. Short, rakibi başlangıçta son derece alışılmadık hamleler yaptığı için
ilk karşılaşmalarda şaka ve alay konusu olduğunu düşünür. Örneğin, bir oyunda
ikinci, üçüncü ve dördüncü hamlelerde şah oynar, başka bir oyunda ise yalnızca
ilk on beş hamlede piyonlarla oynar. Rakibin açılışları her geçen oyunda daha
ironik hale gelir.
Short başlangıçta kendisiyle eğlendiğini düşünmesine rağmen, beklenmedik bir
şekilde oynanan 3 dakikalık ilk 8 maçın hepsini kaybeder.
Devam eden oyunlar sırasında, gizemli oyuncu, zayıf ve çaresiz sayılabilecek
anlarda bile olağanüstü hamleler bulmayı başarır. Oynanan 50 oyunun sonunda,
gizemli oyuncu çok büyük bir avantaj elde eder.
Merakına yenik düşen Short, bir yandan oynarken bir yandan da rakibiyle
konuşmaya başlar. Rakibinin kim olduğunu öğrenmek için 60’larda ve 70’lerde
oynayan, az bilinen Meksikalı bir satranç oyuncusunun ismini sorar. Yeni nesil
satranç oyuncularının bu ismi tanımasının çok zor olduğunu düşünen Short, sohbet
kutusuna “sen o musun?” anlamında “Armando Acevedo?” yazar. Yanıt gecikmez:
“Siegen 1970”.
İlginç olan şey ise, 1970 yılında Siegen’de yapılan 19. Satranç
Olimpiyatları’nda Acevedo’yu yenen tek satranç oyuncusunun Robert Fischer olmasıdır.
Dikkati çeken nokta şu ki, Short’un sorduğu bu sorunun cevabının hemen
gelmesidir. “ChessBase” veya “Fischerandom” programlarından herhangi birine en kısa
yoldan (Ctrl + F) tuşundan yararlanarak 1970 yılında Siegen’de oynanan Fischer
ve Armando Acevedo arasındaki oyunu bu şekilde aramak ve “Armando Acevedo”
cevabını yazıp iletmek, en tecrübeli satranç oyuncusunun bile 10-15 saniye
vaktini alacağını göz önüne alırsak Short’un sorusuna hemen gelen bu cevap,
gizemli satranç oyuncusunun Fischer olma ihtimalini daha da artırmaktadır. Ancak
Fischer’in adını kullanan birinin iyi eğitimli bir satranç oyuncusu olması ve
satranç oyuncularını çok iyi tanıması da mümkündür ya da Meksikalı Armando
Acevedo’yu tanıması sadece bir tesadüftür. Ama bu pek olası değil...
Short’un yazdığı bir başka soru, “Oynadığınız en hızlı satranç oyuncusu kim?”
Büyük satranç ustasının kanını donduran cevapsa şöyledir: “Olduğumu düşündüğün
kişi bensem, Mihail Tal cevabını vermeliyim”. Buradaki ilginç nokta, Tal’ın bir zamanlar hızlı satrançta Fischer’i yenerek
satranç dünyasında büyük bir ses getirmesidir.
O yıl Shorts ile 50 maçın sonunda gizemli oyuncunun çok büyük bir avantaj
elde ettiği unutulmamalıdır.
Robert Fischer ve Mihail Tal satranç oynarken, Leipzig 1960.
Short, sorduğu tüm sorulara aldığı cevaplardan karşısındaki gizemli oyuncunun
Robert Fischer olduğu kansına varır. Hatta bunun hakkında bir makale yazar ve
şöyle bir itirafta bulunur: “Bir satranç efsanesine karşı oyun oynadığıma yüzde
99 eminim. İnanılmaz derecede heyecan verici. Bana göre Fischer, Kasparov’dan
daha güçlü bir satranç oyuncusu. 58 yaşındaki birinin çoktan yaşlanmış olduğunu
düşünürsek, modern oyun açısından inanılmaz bir şey.”
Olayların gidişatına bakarsak, 2000-2002 yılları arasında Fischer’in Baguio,
Filipinler ve bir süre sonra da Japonya’da yaşadığını görebiliriz. 13 Temmuz 2004’te Fischer, iptal edilmiş bir ABD pasaportu kullandığı için Japonya’dan Filipinler’e gitmeye çalışırken 9 ay boyunca Tokyo yakınlarındaki
Narita Uluslararası Havaalanı’nda tutuklu kalmıştır. Mart 2005’te ise İzlanda vatandaşı olmuş ve orada yaşamaya başlamıştır. O yıllarda Fischer’in internete girip satranç oynamasın sizce mümkün olabilir
mi?
Gizemli satranç oyununa geri dönelim... Olaylar o kadar büyür ki, Fischer, o zamanlar yaşadığı İzlanda’da bir
televizyon programına çıkmak zorunda kalır ve Short ile oyun oynayan gizemli
oyuncunun hiç de kendisi olmadığını, bunun bir uydurma olduğunu söyler.
Olaydan kısa bir süre sonra Nigel Short, konuyu aydınlatmak için Atina’da bir
açıklama yapar: “Üzgünüm, yanılmışım.”
Gizemli oyuncu Fischer değilse o zaman kimdi ve büyük bir ustayı arka arkaya
sekiz maçta nasıl yenmeyi başardı? Bu sorunun cevabı, o zamandan beri satranç
dünyasında bir sır olarak kalmıştır.
Hollandalı satranç oyuncusu Tim Krabbé.
Dört olası ihtimal var:
İlk olarak, Fischer adı altında gizemli oyuncuyu oynayan başka bir kişi vardı.
Bu olasılık düşünüldüğünde bile, güçlü bir ustayı 3 dakikalık bir oyunda arka
arkaya 8 kez kolayca yenmek pek inandırıcı görünmüyor. Çünkü en güçlü satranç
oyuncuları birbirleriyle oynasalar bile, bu tür durumların yaşanma ihtimali
neredeyse sıfırdır. Ancak yukarıda da belirtildiği gibi, bu gizemli satranç oyuncusunun Nigel
Short’un sorularına verdiği cevaplar, bu kişinin Fischer’den farklı olma
ihtimalini büyük ölçüde zayıflatıyor.
Ancak ilginçtir ki Hollandalı satranç oyuncusu Tim Krabbé, gizemli oyuncunun
Fischer olmadı kanaatindedir. O, Satranç Günlüğü’ne şöyle yazmıştır: “Bu oyunları analiz ederken, gizemli
oyuncunun son derece güçlü bir oyuncu olduğu izlenimi ediniliyor.Ancak, bu kişinin Fischer olmamasının aşağıdaki nedenleri var:
Bir satranç oyuncusu olarak Fischer, her
zaman bir centilmen olmuştur. Gerçek Fischer, saçma açılışlarla rakiplerini
asla aşağılamaz. (gerçi bunun onu aşağılama niyeti ile bir ilgisi olduğunu
düşünmüyorum. Ayrıca öyle olduğunu biliyoruz, bu yüzden tarihte rakibini
defalarca farklı keşiflerle karıştırdı - Yunis Halilov)
Fischer’in radyo röportajlarından birinde
belirttiği gibi, takma adların kullanımı büyük ölçüde Yahudi’dir (Fischer
Yahudi karşıtı olarak biliniyordu ve Yahudileri sevmiyordu - Yunis Halilov).
Gerçek Fischer, sahte bir Yahudi adı altında bir kullanıcı adını asla
açıklamaz ve kim olduğunu açıklayan net bir isim seçer (Fischer’in bir
röportajda böyle bir ifade kullanması ve yaptığı yorumların yanıltıcı
olduğunu düşünüyorum - Yunis Halilov)
En önemlisi, gerçek Fischer, yukarıdaki
oyunda Yahudiler tarafından her zaman tercih edilen (tahlil ettiği gizemli
oyuncunun oynadığı belirli bir oyundan bahsediyor ve yazar, oyun sırasında ortaya çıkan benzer durumlarda üç
Yahudi satranç oyuncusunun şahı “f4” hanesine oynadığını gösterir. Bu
oyunlar hakkında ayrıntılı olarak yorum yapmak istemiyorum - Yunis Halilov)
"Şf4 gibi bir hamle yapmazdı. (Tim
Krabbé’nin bu olasılığı biraz esprili bir şekilde söylediğine dikkat
edilmelidir - Yunis Halilov)
İkincisi, gizemli oyuncu bir bilgisayar programıydı. 2001’de satranç
oynayabilen programların gücü düşünüldüğünde, bu olasılık da mantıksız ve akla
yatkın değil.
Fransız satranç oyuncusu Robert Fontaine.
Ayrıca gizemli oyuncunun oyunları daha sonra profesyonel satranç oyuncuları
tarafından incelendiğinde, bu oyunların bir bilgisayar tarafından değil bir adam
tarafından oynandığı açıkça anlaşıldı. (Oyunları analiz ederek ve neden bu fikri
bulduğumu yazarak bu noktadan sapmak istemiyorum - Yunis Halilov). Hollandalı
satranç oyuncusu Tim Krabbé’nin başlangıçta bunun tersini düşünmesi tesadüf
değil, ancak daha sonra fikrini değiştirdi ve Satranç Günlüğü’ne içtenlikle
şöyle yazdı: "Söylediğim her şeyi geri alıyorum ve aksini iddia ediyorum." Bu
sonuca vardı çünkü gizemli oyuncunun bir bilgisayar programına sahip olmadığına
dair ikna edici ve reddedilemez kanıtlar buldu (Esasen Tim Krabbé, gizemli
satranç oyuncusunun Fransız satranççı Robert Fontaine ile oynadığı bir oyunu
inceleyerek bu kanaatini dile getirmiştir - Yunis Halilov).
Üçüncüsü, bu olay herhangi bir nedenle (dikkat çekmek, gündemde kalmak vb.)
bir Short uydurması olabilir. “Bunun anlamı ne?” diye düşündüğünüzde, bu pek
sağlıklı bir olasılık değil. Ayrıca, hangi ucuz şöhret peşinde koşmayan güçlü
satranç oyuncusu, hiçbir şey pahasına bir hikaye icat ederek utanç verici bir
şekilde kaybettiğini gururla ilan etmek ister ki?
Bu olasılığı çürüten bir diğer somut gerçek ise, bahsettiğimiz bu gizemli
oyuncunun internette sadece Nigel Short ile isimsiz olarak oynamadığıdır. Bu
olay, diğer ünlü satranç oyuncularının da başına geldi. Örneğin, 24 Nisan
2001’de “gizemli kahramanımız” İnternette “Guest71” (Misafir71) adı altında
“Beber” takma adını kullanan Fransız satranç oyuncusu Robert Fontaine idi. O
zamanlar uluslararası bir ustaydı ve reyting puanı 2452 idi. Ayrıca üç dakikada
yirmi beş oyun oynadı, yirmi oyun kazandı, üç kaybetti ve iki berabere kaldı.
Dördüncü ve son ihtimal, bu gizemli oyuncu, Robert Fischer’in ta kendisiydi.
Bu olasılığa inanan pek çok insan var. Ancak böyle düşündürücü bir noktaya
değinenler var: Fischer’in profesyonel satrançtan uzun süre ayrılmasını
düşünürsek, Fischer formundaki güçlü bir satranç ustasının eski gücünü kolayca
yenemeyeceğini söyleyebiliriz. Ancak, Fischer’in gücünü kaybettiğine
inanmıyorum.
Kim bilir, belki de gizemli oyuncu,
birisiyle satranç oynamayı özleyen 58 yaşındaki Robert Fischer’di. Fischer’in
yapmayı en çok sevdiği şeyin bu tür olağanüstü olayları deneyimlemek olduğunu da
biliyoruz. Hayatından onlarca örnek var...
Fischer’in böylesine gizemli bir oyuncu etkinliği yaratmadaki ana
hedeflerinden biri, insanlara onun çok güçlü bir satranç oyuncusu olduğu fikrini
aşılamak olabilir. Bu şekilde, özellikle profesyonel satranç oyuncularının
dilinde bunu kabul ettirmek isteyebilirdi. Düşünüyorum da, sadece Nigel Short’un
“Bence Fischer Kasparov’dan daha güçlü bir hızlı satranç oyuncusu.” itirafına
bakarsak, Fischer’in tam da bunu yaptığı açıktır.
Son olarak, gizemli oyuncu ile oynanan oyunların çoğunun, ifşa etmeme ve
gizli tutma sözü nedeniyle halka açıklanmadığını okuyucularla paylaşmak
istiyorum. Ancak satranç severlerle yazılı veya video formatında paylaşılan bu
oyunları ve analizlerini sınırlı sayıda da olsa bir dizi web sitesinde
bulabilirsiniz. Bunlardan bazıları:
Not: Fischer bile, tekrar satranç oynaması için 10 milyon dolar teklif
edilmesine rağmen, keşfettiği “Fischerandom” ya da “Chess960” olarak bilinen
satranç türü dışında asla satranç oynamayacağını söylemiştir.