VIDEO MESNEVİ'NİN İLK ONSEKİZ BEYTİ Arkaplan Müziği: Mehmet Emin Ay, Mesnevi'nin İlk 18 beyti
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM بشنو اين نى چون حكايت مىكند از جدايىها شكايت مىكند
Bişnev in ney çün hikâyet mîküned Ez cüdâyîhâ şikâyet mîküned Dinle, bu ney neler hikâyet eder, ayrılıklardan nasıl şikâyet eder.
كز نيستان تا مرا ببريدهاند در نفيرم مرد و زن ناليدهاند
Kez neyistân tâ merâ bübrîdeend Ez nefîrem merd ü zen nâlîdeend Beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryâdımdan erkek ve kadın müteessir olmakta ve inlemektedir.
سينه خواهم شرحه شرحه از فراق تا بگويم شرح درد اشتياق
Sîne hâhem şerha şerha ez firâk Tâ bigûyem şerh-i derd-i iştiyâk İştiyâk derdini şerhedebilmem için, ayrılık acılarıyle şerha şerhâ olmuş bir kalp isterim.
هر كسى كاو دور ماند از اصل خويش باز جويد روزگار وصل خويش
Herkesî kû dûr mand ez asl-ı hiş Bâz cûyed rûzgâr-ı vasl-ı hîş Aslından vatanından uzaklaşmış olan kimse, orada geçirmiş olduğu zamanı tekrar arar.
من به هر جمعيتى نالان شدم جفت بد حالان و خوش حالان شدم
Men beher cem'iyyetî nâlân şüdem Cüft-i bedhâlân ü hoşhâlân şüdem Ben her cemiyette, her mecliste inledim durdum. Bedhâl (kötü huylu) olanlarla da, hoşhâl (iyi huylu) olanlarla da düşüp kalktım.
هر كسى از ظن خود شد يار من از درون من نجست اسرار من
Herkesî ez zann-i hod şüd yâr-i men Vez derûn-i men necüst esrâr-i men Herkes kendi anlayışına göre benim yârim oldu. İçimdeki esrârı araştırmadı.
سر من از نالهى من دور نيست ليك چشم و گوش را آن نور نيست
Sırr-ı men ez nâle-i men dûr nist Lîk çeşm-i gûşrâ an nûr nîst Benim sırrım feryâdımdan uzak değildir. Lâkin her gözde onu görecek nûr, her kulakda onu işitecek kudret yoktur.
تن ز جان و جان ز تن مستور نيست ليك كس را ديد جان دستور نيست
Ten zi cân ü cân zi ten mestûr nîst Lîk kes râ dîd-i cân destûr nîst Beden ruhdan, ruh bedenden gizli değildir. Lâkin herkesin rûhu görmesine ruhsat yoktur.
آتش است اين بانگ ناى و نيست باد هر كه اين آتش ندارد نيست باد
Âteşest în bang-i nây ü nîst bâd Her ki în âteş nedâred nîst bâd Şu neyin sesi âteşdir; havâ değildir. Her kimde bu âteş yoksa, o kimse yok olsun.
آتش عشق است كاندر نى فتاد جوشش عشق است كاندر مىفتاد
Âteş-i ıskest ke'nder ney fütâd Cûşiş-i ışkest ke'nder mey fütâd Neydeki âteş ile meydeki kabarış, hep aşk eseridir
نى حريف هر كه از يارى بريد پردههايش پردههاى ما دريد
Ney harîf-i herki ez yârî bürîd Perdehâyeş perdehây-i mâ dirîd Ney, yârinden ayrılmış olanın arkadaşıdır. Onun makam perdeleri, bizim nûrânî ve zulmânî perdelerimizi -yânî, vuslata mânî olan perdelerimizi- yırtmıştır.Hem çü ney zehrî vü tiryâkî ki dîd Hem çü ney dem sâz ü müştâkî ki dîd Ney gibi hem zehir, hem panzehir; hem demsâz, hem müştâk bir şeyi kim görmüştürNey hadîs-i râh-i pür mîküned Kıssahây-i ışk-ı mecnûn mîküned Ney, kanlı bir yoldan bahseder, Mecnûnâne aşkları hikâye eder.Mahrem-î în hûş cüz bîhûş nist Mer zebânrâ müşterî cüz gûş nîst Dile kulakdan başka müşteri olmadığı gibi, mâneviyâtı idrâk etmeye de bîhûş olandan başka mahrem yokturDer gam-î mâ rûzhâ bîgâh şüd Rûzhâ bâ sûzhâ hemrâh şüd Gamlı geçen günlerimiz uzadı ve sona ermesi gecikti. O günler, mahrûmiyyetten ve ayrılıktan hâssıl olan ateşlerle arkadaş oldu 'yânî, ateşlerle, yanmalarla geçti - .Rûzhâ ger reft gû rev bâk nîst Tû bimân ey ânki çün tû pâk nist Günler geçip gittiyse varsın geçsin. Ey pâk ve mübârek olan insân-ı kâmil; hemen sen vâr ol!..Herki cüz mâhî zi âbeş sîr şüd Herki bîrûzîst rûzeş dîr şüd Balıktan başkası onun suyuna kandı. Nasibsiz olanın da rızkı gecikti.Der neyâbed hâl-i puhte hîç hâm Pes sühan kûtâh bâyed vesselâm Ham ervâh olanlar, pişkin ve yetişkin zevâtın hâlinden anlamazlar. O halde sözü kısa kesmek gerektir vesselâm.
Bu sayfa hakkında yorum ekle: